ABD'li yetkililer, İran Devrim Muhafızları'ndan olduğu düşünülen İranlı görevlilerin, Hürmüz Boğazı'nın kuzeyinde ilerleyen İngiltere'ye ait petrol tankerine yanaşarak durdurmak istediğini, bölgede bulunan İngiliz savaş gemisinin uyarısı üzerine geri çekildiklerini söyledi. İran Devrim muhafızları ise iddiaları yalanladı.
Reuters haber ajansına konuşan ABD'li askeri yetkililer, İngiltere'ye ait ham petrol taşıyan tankerin, İran kara sularına yakın bir bölgede, İran tarafından gelen beş tekne tarafından durdurulmaya çalıştığı bilgisini verdi.
CNN ise, yine ABD'li yetkililere dayandırdığı haberinde, İran tarafından gelen küçük savaş gemilerinin tankeri İran kara sularına çekmeye çalıştığını, İngiliz Kraliyet Donanması'na ait HMS Montrose savaş gemisinin silahlarını bu botlara çevirerek sözlü uyarıda bulunduğunu, botların bunun üzerine geri döndüğünü belirtti.
İngiltere Savunma Bakanlığı, henüz konuyla ilgili bir açıklama yapmadı.
İngiltere'nin geçen hafta İran'a ait bir petrol tankerini Cebelitarık Boğazı'nda durdurmasının ardından İran'dan İngiltere'ye yönelik sert açıklamalar gelmişti. İngiltere Kraliyet Donanması, bunun üzerine Basra Körfezi'ndeki ticari amaçlı gemilere, savaş gemilerinin eşlik etmesinin planlandığını duyurmuştu.
RUHANİ: DENİZLERDE GÜVENSİZLİK YARATTINIZ, SONUÇLARI GÖRECEKSİNİZ
4 Temmuz'da İngiltere ordusuna bağlı kuvvetler, Avrupa Birliği (AB) yaptırımlarını delerek İran'dan Suriye'ye ham petrol taşıdığını öne sürdüğü bir tankeri Cebelitarık Boğazı'nda durdurmuş ve çalışanların ifadelerini almıştı.
İngiltere'ye bağlı Cebelitarık özerk yönetimi yaptığı açıklamada, Grace 1 isimli tankerin Suriye'deki Banyas rafinerisine ham petrol taşıdığına dair güvenilir bilgiler olduğunu belirtti.
İran ise bu açıklamaları reddetti ve İngiltere'nin Tahran Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığı'na çağırdı.
Ancak gerilim bununla sınırlı kalmadı. İranlı Savunma Bakanı dâhil üst düzey yetkililerin İngiltere'ye yönelik "karşılık verilecek" açıklamaları devam etti.
Cebelitarık üst mahkemesi ise, Cuma günü, İran tankerinin 14 gün daha tutulabileceği yönünde karar aldı.
Son olarak Çarşamba günü İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İngiltere'yi, Cebelitarık Boğazı'nda İran tankerinin durdurulmasının 'karşılığı olacağı' konusunda uyardı.
Bakanlar Kurulu toplantısındaki konuşması televizyonlardan canlı yayımlanan Ruhani, Cebelitarık Boğazı'ndaki olayı "aptalca bir davranış" olarak yorumladı:
"İngilizlere sesleniyorum, denizlerde güvensizlik yarattınız, kısa zamanda sonuçlarını göreceksiniz."
ABD'den Körfez'de güvenliği sağlamak için 'uluslararası askeri koalisyon' çağrısı
ABD Genelkurmay Başkanı General Joseph Dunford, Basra Körfezi'nde yaşanan gerilim sonrası bir açıklama yaparak "ABD'nin İran ve Yemen çevresindeki denizlerde güvenliği sağlamak için uluslararası bir askeri koalisyon oluşturmak istediğini" duyurdu.
Salı günü yaptığı açıklamada ABD'nin "gemi seferlerinin özgürce yapılabilmesini garanti altına almak istediğini" söyleyen Dunford, bu koalisyona destek verebilecek bazı ülkelerle görüşmelerin başladığı bilgisini de verdi.
Hürmüz Boğazı ve Babül Mendeb Boğazı'ndan geçen ticari amaçlı gemiler için yönlendirme ve güvenlik kontrolünü ABD'nin yapabileceğini belirten Dunford, diğer ülkelerin de devriye ve eskort faaliyeti yürütmesini talep ettiklerini söyledi.
KÖRFEZ'DEKİ GERİLİM NASIL BAŞLADI?
ABD Başkanı Donald Trump'ın, 2015'te P5+1 ülkeleri (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya) ile İran arasında imzalanan nükleer anlaşmadan çekileceğini açıklamasının ardından, İran'a dönük yaptırımlar, 2018'de bazı istisnalarla birlikte yeniden başlatıldı.
Ancak 2 Mayıs'ta ABD, bu istisnalara da son verdiğini açıkladı ve İran'a yönelik geniş çaplı yaptırımlar başladı.
Bundan üç gün sonra da Amerikalı yetkililer, İran'dan gelecek tehditlere karşı Orta Doğu'nun çeşitli bölgelerine füze savunma sistemi ve savaş gemisi göndereceğini açıkladı.
8 Mayıs'ta İran'dan bir adım geldi. Nükleer anlaşmayı ihlâl edecek boyutlara ulaştırmadan, nükleer programındaki kısıtlamaları küçük ölçekte aşacağını duyurdu. Anlaşmaya taraf diğer ülkelerin İran'a yönelik yaptırımlara karşı ABD'yi dengelememesi halinde, daha ileri gidebileceği konusunda uyardı.
12 Mayıs'ta, ikisi Suudi Arabistan'a ait dört petrol tanker, Hürmüz Boğazı'nda saldırıya uğradı. ABD İran'ı suçlarken Tahran, suçlamaları reddetti.
Yaklaşık bir aylık sessizliğin ardından 20 Haziran'da İran, ABD'ye ait bir insansız hava aracını, 'kendi hava sahasına girdiği' gerekçesiyle düşürdü.
4 Temmuz'da İngiltere de gerilime dahil oldu ve Cebelitarık Boğazı'ndan geçen İran'a ait bir petrol tankerini durdurdu.
7 Temmuz Pazar günü İran, uranyum zenginleştirme oranını artırdığını ve saklama kapasitesini genişlettiğini duyurdu. Birleşmiş Milletler'in izleme örgütü Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, Pazartesi günü İran'ın anlaşmada belirtilen sınırı aştığını doğruladı.
Reuters haber ajansına konuşan ABD'li askeri yetkililer, İngiltere'ye ait ham petrol taşıyan tankerin, İran kara sularına yakın bir bölgede, İran tarafından gelen beş tekne tarafından durdurulmaya çalıştığı bilgisini verdi.
CNN ise, yine ABD'li yetkililere dayandırdığı haberinde, İran tarafından gelen küçük savaş gemilerinin tankeri İran kara sularına çekmeye çalıştığını, İngiliz Kraliyet Donanması'na ait HMS Montrose savaş gemisinin silahlarını bu botlara çevirerek sözlü uyarıda bulunduğunu, botların bunun üzerine geri döndüğünü belirtti.
İngiltere Savunma Bakanlığı, henüz konuyla ilgili bir açıklama yapmadı.
İngiltere'nin geçen hafta İran'a ait bir petrol tankerini Cebelitarık Boğazı'nda durdurmasının ardından İran'dan İngiltere'ye yönelik sert açıklamalar gelmişti. İngiltere Kraliyet Donanması, bunun üzerine Basra Körfezi'ndeki ticari amaçlı gemilere, savaş gemilerinin eşlik etmesinin planlandığını duyurmuştu.
RUHANİ: DENİZLERDE GÜVENSİZLİK YARATTINIZ, SONUÇLARI GÖRECEKSİNİZ
4 Temmuz'da İngiltere ordusuna bağlı kuvvetler, Avrupa Birliği (AB) yaptırımlarını delerek İran'dan Suriye'ye ham petrol taşıdığını öne sürdüğü bir tankeri Cebelitarık Boğazı'nda durdurmuş ve çalışanların ifadelerini almıştı.
İngiltere'ye bağlı Cebelitarık özerk yönetimi yaptığı açıklamada, Grace 1 isimli tankerin Suriye'deki Banyas rafinerisine ham petrol taşıdığına dair güvenilir bilgiler olduğunu belirtti.
İran ise bu açıklamaları reddetti ve İngiltere'nin Tahran Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığı'na çağırdı.
Ancak gerilim bununla sınırlı kalmadı. İranlı Savunma Bakanı dâhil üst düzey yetkililerin İngiltere'ye yönelik "karşılık verilecek" açıklamaları devam etti.
Cebelitarık üst mahkemesi ise, Cuma günü, İran tankerinin 14 gün daha tutulabileceği yönünde karar aldı.
Son olarak Çarşamba günü İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İngiltere'yi, Cebelitarık Boğazı'nda İran tankerinin durdurulmasının 'karşılığı olacağı' konusunda uyardı.
Bakanlar Kurulu toplantısındaki konuşması televizyonlardan canlı yayımlanan Ruhani, Cebelitarık Boğazı'ndaki olayı "aptalca bir davranış" olarak yorumladı:
"İngilizlere sesleniyorum, denizlerde güvensizlik yarattınız, kısa zamanda sonuçlarını göreceksiniz."
ABD'den Körfez'de güvenliği sağlamak için 'uluslararası askeri koalisyon' çağrısı
ABD Genelkurmay Başkanı General Joseph Dunford, Basra Körfezi'nde yaşanan gerilim sonrası bir açıklama yaparak "ABD'nin İran ve Yemen çevresindeki denizlerde güvenliği sağlamak için uluslararası bir askeri koalisyon oluşturmak istediğini" duyurdu.
Salı günü yaptığı açıklamada ABD'nin "gemi seferlerinin özgürce yapılabilmesini garanti altına almak istediğini" söyleyen Dunford, bu koalisyona destek verebilecek bazı ülkelerle görüşmelerin başladığı bilgisini de verdi.
Hürmüz Boğazı ve Babül Mendeb Boğazı'ndan geçen ticari amaçlı gemiler için yönlendirme ve güvenlik kontrolünü ABD'nin yapabileceğini belirten Dunford, diğer ülkelerin de devriye ve eskort faaliyeti yürütmesini talep ettiklerini söyledi.
KÖRFEZ'DEKİ GERİLİM NASIL BAŞLADI?
ABD Başkanı Donald Trump'ın, 2015'te P5+1 ülkeleri (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya) ile İran arasında imzalanan nükleer anlaşmadan çekileceğini açıklamasının ardından, İran'a dönük yaptırımlar, 2018'de bazı istisnalarla birlikte yeniden başlatıldı.
Ancak 2 Mayıs'ta ABD, bu istisnalara da son verdiğini açıkladı ve İran'a yönelik geniş çaplı yaptırımlar başladı.
Bundan üç gün sonra da Amerikalı yetkililer, İran'dan gelecek tehditlere karşı Orta Doğu'nun çeşitli bölgelerine füze savunma sistemi ve savaş gemisi göndereceğini açıkladı.
8 Mayıs'ta İran'dan bir adım geldi. Nükleer anlaşmayı ihlâl edecek boyutlara ulaştırmadan, nükleer programındaki kısıtlamaları küçük ölçekte aşacağını duyurdu. Anlaşmaya taraf diğer ülkelerin İran'a yönelik yaptırımlara karşı ABD'yi dengelememesi halinde, daha ileri gidebileceği konusunda uyardı.
12 Mayıs'ta, ikisi Suudi Arabistan'a ait dört petrol tanker, Hürmüz Boğazı'nda saldırıya uğradı. ABD İran'ı suçlarken Tahran, suçlamaları reddetti.
Yaklaşık bir aylık sessizliğin ardından 20 Haziran'da İran, ABD'ye ait bir insansız hava aracını, 'kendi hava sahasına girdiği' gerekçesiyle düşürdü.
4 Temmuz'da İngiltere de gerilime dahil oldu ve Cebelitarık Boğazı'ndan geçen İran'a ait bir petrol tankerini durdurdu.
7 Temmuz Pazar günü İran, uranyum zenginleştirme oranını artırdığını ve saklama kapasitesini genişlettiğini duyurdu. Birleşmiş Milletler'in izleme örgütü Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, Pazartesi günü İran'ın anlaşmada belirtilen sınırı aştığını doğruladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder