Türkiye Kamu-Sen, 2020-2021 Toplu Sözleşmesinde taban aylığa seyyanen 600 lira, ilk yıl %10+10, ikinci yıl %8+8 zam ve her iki yıl için yüzde 3 refah payı talep etti.
Toplu sözleşmeler, Ağustos ayı başında başlayacak olup, görüşmelere memurlar adına imza yetkili olarak Memur Sen katılıyor. Ancak masada imza yetkisi olmasa da, 4688 sayılı kanun hükmü nedeniyle, Türkiye Kamu Sen ve KESK de bulunuyor.
Bu bağlamda, Türkiye Kamu Sen'in teklifinin, toplu sözleşme bağlamında bir önemi bulunmuyor.
Türkiye Kamu sen Başkanı Önder Kahveci'nin yaptığı açıklamanın tam metni şu şekilde:
"Kıymetli arkadaşlar,
Türkiye Kamu-Sen olarak taleplerimizin tamamını bilimsel ve ekonomik gerekçelere dayandırıyoruz. Bugüne kadar dayanağı olmayan, toplumsal geçerliliği bulunmayan hiçbir talebi toplumumuzun gündemine taşımadık. Son yıllarda, Devletin asli ve sürekli görevlerinin Anayasaya ve kanunlara aykırı bir şekilde kadrosuz personel eliyle sağlandığı, sözleşmeli, geçici, vekil gibi sıfatlar altında güvencesiz istihdamın alabildiğine arttığı görülmektedir.
Konfederasyon olarak öncelikli talebimiz, 657 sayılı Kanunun 4. maddesinin "B" fıkrası uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personel ile vekil ebe, hemşire, imam, aile sağlığı merkezlerinde görev yapan kamu dışı sağlık personeli ve usta öğreticilerin memur kadrolarına geçirilmesidir.
Kamuda istihdam yapısını değiştiren, iş güvencesini yok eden 4-B statüsünde personel çalıştırma, vekil ebe, vekil imam gibi esnek ve güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmelidir.
Bu yolla kamuda sözleşmeli ve geçici personel çalıştırılması uygulamasına son verilmeli, idari hizmet sözleşmeli personelin hukuki statüleri belirlenmeli,
Yüksekokul mezunu işçilerin de talepleri halinde memur kadrolarına atanmaları sağlanarak kamuda istikrarlı ve sürdürülebilir bir istihdam rejimi oluşturulmalıdır.
Malum konfederasyonun bundan önceki toplu sözleşme maceraları her dönem memur ve emeklilerimizin 730 gününü çalmakta, emeklerini heba etmekte, hayallerini yıkmaktadır. Türkiye Kamu-Sen olarak, "Geçmiş döneme ilişkin hesap kapanmadan yeni dönemin hesabına bakılmamalıdır." diyoruz. Bu nedenle 2020 ve 2021 yıllarının maaş zammı belirlenmeden önce, geçmiş döneme ilişkin olarak ortaya çıkan erimenin giderilmesi, toplu sözleşme fiyaskolarının yaralarının sarılmasının zorunluluğunu ısrarla vurguluyor, memur ve emeklilerin ekonomik olarak kaybolan yıllarını geri istiyoruz. Bu kaybın yalnızca 2018 yılı için 600 TL olduğunu ifade etmiştik.
Biz de geçtiğimiz yıl ortaya çıkan bu kaybımıza mahsuben taban aylığa seyyanen net 600 TL telafi artışı istiyoruz.
Taban aylığa yapılmasını istediğimiz net 600 TL artıştan sonra 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin taleplerimizi ise şu şekilde ifade edebiliriz:
Kamu görevlilerine ve emeklilere 2020 yılının birinci ve ikinci altı aylık dilimlerinde %10 + %10 ve ocak ayından itibaren ayrıca %3 refah payı artışı istiyoruz.
2021 yılı için ise Ocak 2021'de ise tüm kamu görevlilerinin ve emeklilerinin maaşlarına %8+%8 zam ve yine Ocak 2021'den geçerli olmak üzere %3 refah payı talep ediyoruz.
Enflasyon farkının ise TÜFE'nin maaşlara yapılan oransal artışların üzerine çıktığı aydan itibaren ödenmesini istiyoruz.
Temel mali taleplerimiz;
2020 yılının tamamı için kümülatif %24,6 artış ve ocak ayından geçerli olacak şekilde taban aylığa seyyanen 600 TL net zam;
2021 yılının tamamında ise %20,14 zam olarak özetlenebilir.
Mali taleplerimizin karşılanması durumunda;
Bugün 3.018 lira düzeyinde olan 15'in 1'indeki en düşük dereceli memur maaşı 2020 sonunda 4.509 liraya; 2021 sonunda 5.417 liraya;
4014 lira düzeyinde olan ortalama memur maaşı ise 2020 sonunda 5.750 liraya; 2021 sonunda da 6.908 liraya çıkacaktır.
Önümüzdeki yıl için en düşük memur maaşına 1.491 lira, ortalama memur maaşları için ise 1.736 lira zam istiyoruz.
Ayrıca;
Memur maaşını oluşturan bütün kalemler ile ek ödeme, döner sermaye, ek ders, fazla mesai, ikramiye gibi tüm ödemelerin emekli keseneğine dahil edilerek, emekli olacak memurların yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyoruz.
Ortalama memur maaşının yıllık toplam tutarı dikkate alınarak gelir vergisi tarifesine yeni düzenleme getirilsin, kamu görevlilerinin yaşadığı vergi adaletsizliği son bulsun diyoruz.
Aile kutsaldır. Aile birliği sağlansın, eş durumu, sağlık ve öğrenim özrü önündeki engeller kaldırılsın istiyoruz.
Yılda iki kez dini bayramlar öncesinde tüm kamu görevlilerine de "Bayram İkramiyesi" ödenmesini istiyoruz.
Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının boş kadro bulunması durumunda derhal yapılmasını zorunlu kılacak mevzuat değişikliği talep ediyoruz.
Görevde yükselmelerde ve ilk atamalarda her türlü istismara açık olan sözlü sınav uygulamasının kaldırılmasını, bu tür atamaların objektif bir şekilde gerçekleştirilecek yazılı sınavlar aracılığıyla yapılmasını istiyoruz.
Geçtiğimiz yıl verilen sözlere uygun olarak bütün kamu görevlilerini kapsayacak ve tüm beklentileri karşılayacak bir ek gösterge düzenlemesine ihtiyaç vardır, bu konudaki adaletsizlikler giderilsin, Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personele de ek gösterge verilsin diyoruz.
Yardımcı Hizmetler sınıfındaki personelin bir defaya mahsus olarak Genel İdare Hizmetleri Sınıfına geçirilmesini; Genel İdare Hizmetleri ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan memurlara eğitim durumlarına göre yükselebilecekleri derecelerin kadrosunun verilmesini talep ediyoruz.
Özel hizmet tazminatında yaşanan adaletsizliklerin giderilmesi, özel hizmet tazminat oranlarının unvan bazında eşitlenerek tüm memurlar için yükseltilmesi, çalışma barışına katkı sağlayacaktır diyoruz.
Ek ödeme sorunları çözülsün,
Şefler, müdürler ve şube müdürlerinin özlük hakları hakkaniyete uygun bir şekilde yeniden düzenlensin,
Kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan uzmanlar arasında oluşturulan kariyer uzmanlığı- normal uzmanlık, merkez-taşra uzmanları gibi farklılıklar giderilsin, aynı unvanlı personelin özlük hakları eşitlensin,
Zorunlu rotasyon uygulamasına son verilsin, kalkınmada öncelikli yörelerde çalışan personel için mahrumiyet yeri ödeneği gibi teşvikler getirilsin diyoruz.
Fazla mesailerin insan haklarına dahi aykırı bir şekilde ücretlendirilmesine karşı çıkıyor, fazla mesai ücretinin çalışanın normal çalışması karşılığında aldığı saat başı ücretten az olmayacak şekilde artırılmasını istiyoruz.
Başta aile yardımı ve çocuk parası olmak üzere tüm sosyal yardım ve ödemelerin yükseltilmesini; tüm kamu görevlilerine giyim, kira, evlenme, ulaşım, doğum, ölüm ve eğitim yardımı ödenmesini, sosyal devlet ilkesinin gerçek anlamda hayata geçirilmesini talep ediyoruz.
Ek ders ve nöbet ücretleri artırılmalı, kamu kurum ve kuruluşlarında fiilen öğretmenlik yapan personele ek ders ücreti, nöbet tutan öğretmen, sağlık personeli gibi tüm personele nöbet ücreti verilmelidir diyoruz.
Bunun yanında;
Tüm kamu görevlilerinin işçilerde olduğu gibi yemeklerden ücretsiz yararlanması ve yemek hizmeti sunulmayan işyerlerinde yemek ücretinin nakit olarak ödenmesi,
Vatani görevini yapmak üzere ya da doğum yapması nedeniyle ücretsiz izne ayrılan kamu görevlilerinin sosyal güvenlik primlerinin kurumları tarafından yatırılmaya devam etmesi, söz konusu personele izinleri süresince maaşlarının ¼'ü oranında destek ödemesi yapılması,
Bayramlarda ve hafta sonlarında tatil yapamayan kamu çalışanlarının çalışma şartlarının yeniden gözden geçirilmesi,
Fiili hizmet zamlarının yeniden belirlenmesi,
Mobbing uygulamasına maruz kalan personelin korunmasına yönelik yasal düzenleme yapılması,
18 yaşını dolduran çocuklarımızın öğrenimlerine devam edememeleri durumunda ödemek zorunda kaldıkları Genel Sağlık Sigortası Primi uygulamasına son verilmesi, yaş sınırının yükseltilmesi,
Engelli personelin daha kolay hizmet üretebilmeleri için görevleri ile ilgili gerekli araç ve gereçlerin alınması; engelli personele engel durumunu artıracak görevlendirme yapılmaması,
Emeklilere de aile yardımı ve çocuk parası gibi sosyal yardım verilmesi gibi birçok talebi de toplu sözleşme masasına taşıyacağız.
Elbette taleplerimiz bunlarla sınırlı değil, hizmet kolları itibarı ile kamu görevlilerinin birikmiş sorunlarını çözecek önerilerimiz, hazırladığımız çalışmamızda mevcut.."
Toplu sözleşmeler, Ağustos ayı başında başlayacak olup, görüşmelere memurlar adına imza yetkili olarak Memur Sen katılıyor. Ancak masada imza yetkisi olmasa da, 4688 sayılı kanun hükmü nedeniyle, Türkiye Kamu Sen ve KESK de bulunuyor.
Bu bağlamda, Türkiye Kamu Sen'in teklifinin, toplu sözleşme bağlamında bir önemi bulunmuyor.
Türkiye Kamu sen Başkanı Önder Kahveci'nin yaptığı açıklamanın tam metni şu şekilde:
"Kıymetli arkadaşlar,
Türkiye Kamu-Sen olarak taleplerimizin tamamını bilimsel ve ekonomik gerekçelere dayandırıyoruz. Bugüne kadar dayanağı olmayan, toplumsal geçerliliği bulunmayan hiçbir talebi toplumumuzun gündemine taşımadık. Son yıllarda, Devletin asli ve sürekli görevlerinin Anayasaya ve kanunlara aykırı bir şekilde kadrosuz personel eliyle sağlandığı, sözleşmeli, geçici, vekil gibi sıfatlar altında güvencesiz istihdamın alabildiğine arttığı görülmektedir.
Konfederasyon olarak öncelikli talebimiz, 657 sayılı Kanunun 4. maddesinin "B" fıkrası uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personel ile vekil ebe, hemşire, imam, aile sağlığı merkezlerinde görev yapan kamu dışı sağlık personeli ve usta öğreticilerin memur kadrolarına geçirilmesidir.
Kamuda istihdam yapısını değiştiren, iş güvencesini yok eden 4-B statüsünde personel çalıştırma, vekil ebe, vekil imam gibi esnek ve güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmelidir.
Bu yolla kamuda sözleşmeli ve geçici personel çalıştırılması uygulamasına son verilmeli, idari hizmet sözleşmeli personelin hukuki statüleri belirlenmeli,
Yüksekokul mezunu işçilerin de talepleri halinde memur kadrolarına atanmaları sağlanarak kamuda istikrarlı ve sürdürülebilir bir istihdam rejimi oluşturulmalıdır.
Malum konfederasyonun bundan önceki toplu sözleşme maceraları her dönem memur ve emeklilerimizin 730 gününü çalmakta, emeklerini heba etmekte, hayallerini yıkmaktadır. Türkiye Kamu-Sen olarak, "Geçmiş döneme ilişkin hesap kapanmadan yeni dönemin hesabına bakılmamalıdır." diyoruz. Bu nedenle 2020 ve 2021 yıllarının maaş zammı belirlenmeden önce, geçmiş döneme ilişkin olarak ortaya çıkan erimenin giderilmesi, toplu sözleşme fiyaskolarının yaralarının sarılmasının zorunluluğunu ısrarla vurguluyor, memur ve emeklilerin ekonomik olarak kaybolan yıllarını geri istiyoruz. Bu kaybın yalnızca 2018 yılı için 600 TL olduğunu ifade etmiştik.
Biz de geçtiğimiz yıl ortaya çıkan bu kaybımıza mahsuben taban aylığa seyyanen net 600 TL telafi artışı istiyoruz.
Taban aylığa yapılmasını istediğimiz net 600 TL artıştan sonra 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin taleplerimizi ise şu şekilde ifade edebiliriz:
Kamu görevlilerine ve emeklilere 2020 yılının birinci ve ikinci altı aylık dilimlerinde %10 + %10 ve ocak ayından itibaren ayrıca %3 refah payı artışı istiyoruz.
2021 yılı için ise Ocak 2021'de ise tüm kamu görevlilerinin ve emeklilerinin maaşlarına %8+%8 zam ve yine Ocak 2021'den geçerli olmak üzere %3 refah payı talep ediyoruz.
Enflasyon farkının ise TÜFE'nin maaşlara yapılan oransal artışların üzerine çıktığı aydan itibaren ödenmesini istiyoruz.
Temel mali taleplerimiz;
2020 yılının tamamı için kümülatif %24,6 artış ve ocak ayından geçerli olacak şekilde taban aylığa seyyanen 600 TL net zam;
2021 yılının tamamında ise %20,14 zam olarak özetlenebilir.
Mali taleplerimizin karşılanması durumunda;
Bugün 3.018 lira düzeyinde olan 15'in 1'indeki en düşük dereceli memur maaşı 2020 sonunda 4.509 liraya; 2021 sonunda 5.417 liraya;
4014 lira düzeyinde olan ortalama memur maaşı ise 2020 sonunda 5.750 liraya; 2021 sonunda da 6.908 liraya çıkacaktır.
Önümüzdeki yıl için en düşük memur maaşına 1.491 lira, ortalama memur maaşları için ise 1.736 lira zam istiyoruz.
Ayrıca;
Memur maaşını oluşturan bütün kalemler ile ek ödeme, döner sermaye, ek ders, fazla mesai, ikramiye gibi tüm ödemelerin emekli keseneğine dahil edilerek, emekli olacak memurların yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyoruz.
Ortalama memur maaşının yıllık toplam tutarı dikkate alınarak gelir vergisi tarifesine yeni düzenleme getirilsin, kamu görevlilerinin yaşadığı vergi adaletsizliği son bulsun diyoruz.
Aile kutsaldır. Aile birliği sağlansın, eş durumu, sağlık ve öğrenim özrü önündeki engeller kaldırılsın istiyoruz.
Yılda iki kez dini bayramlar öncesinde tüm kamu görevlilerine de "Bayram İkramiyesi" ödenmesini istiyoruz.
Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının boş kadro bulunması durumunda derhal yapılmasını zorunlu kılacak mevzuat değişikliği talep ediyoruz.
Görevde yükselmelerde ve ilk atamalarda her türlü istismara açık olan sözlü sınav uygulamasının kaldırılmasını, bu tür atamaların objektif bir şekilde gerçekleştirilecek yazılı sınavlar aracılığıyla yapılmasını istiyoruz.
Geçtiğimiz yıl verilen sözlere uygun olarak bütün kamu görevlilerini kapsayacak ve tüm beklentileri karşılayacak bir ek gösterge düzenlemesine ihtiyaç vardır, bu konudaki adaletsizlikler giderilsin, Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personele de ek gösterge verilsin diyoruz.
Yardımcı Hizmetler sınıfındaki personelin bir defaya mahsus olarak Genel İdare Hizmetleri Sınıfına geçirilmesini; Genel İdare Hizmetleri ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan memurlara eğitim durumlarına göre yükselebilecekleri derecelerin kadrosunun verilmesini talep ediyoruz.
Özel hizmet tazminatında yaşanan adaletsizliklerin giderilmesi, özel hizmet tazminat oranlarının unvan bazında eşitlenerek tüm memurlar için yükseltilmesi, çalışma barışına katkı sağlayacaktır diyoruz.
Ek ödeme sorunları çözülsün,
Şefler, müdürler ve şube müdürlerinin özlük hakları hakkaniyete uygun bir şekilde yeniden düzenlensin,
Kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan uzmanlar arasında oluşturulan kariyer uzmanlığı- normal uzmanlık, merkez-taşra uzmanları gibi farklılıklar giderilsin, aynı unvanlı personelin özlük hakları eşitlensin,
Zorunlu rotasyon uygulamasına son verilsin, kalkınmada öncelikli yörelerde çalışan personel için mahrumiyet yeri ödeneği gibi teşvikler getirilsin diyoruz.
Fazla mesailerin insan haklarına dahi aykırı bir şekilde ücretlendirilmesine karşı çıkıyor, fazla mesai ücretinin çalışanın normal çalışması karşılığında aldığı saat başı ücretten az olmayacak şekilde artırılmasını istiyoruz.
Başta aile yardımı ve çocuk parası olmak üzere tüm sosyal yardım ve ödemelerin yükseltilmesini; tüm kamu görevlilerine giyim, kira, evlenme, ulaşım, doğum, ölüm ve eğitim yardımı ödenmesini, sosyal devlet ilkesinin gerçek anlamda hayata geçirilmesini talep ediyoruz.
Ek ders ve nöbet ücretleri artırılmalı, kamu kurum ve kuruluşlarında fiilen öğretmenlik yapan personele ek ders ücreti, nöbet tutan öğretmen, sağlık personeli gibi tüm personele nöbet ücreti verilmelidir diyoruz.
Bunun yanında;
Tüm kamu görevlilerinin işçilerde olduğu gibi yemeklerden ücretsiz yararlanması ve yemek hizmeti sunulmayan işyerlerinde yemek ücretinin nakit olarak ödenmesi,
Vatani görevini yapmak üzere ya da doğum yapması nedeniyle ücretsiz izne ayrılan kamu görevlilerinin sosyal güvenlik primlerinin kurumları tarafından yatırılmaya devam etmesi, söz konusu personele izinleri süresince maaşlarının ¼'ü oranında destek ödemesi yapılması,
Bayramlarda ve hafta sonlarında tatil yapamayan kamu çalışanlarının çalışma şartlarının yeniden gözden geçirilmesi,
Fiili hizmet zamlarının yeniden belirlenmesi,
Mobbing uygulamasına maruz kalan personelin korunmasına yönelik yasal düzenleme yapılması,
18 yaşını dolduran çocuklarımızın öğrenimlerine devam edememeleri durumunda ödemek zorunda kaldıkları Genel Sağlık Sigortası Primi uygulamasına son verilmesi, yaş sınırının yükseltilmesi,
Engelli personelin daha kolay hizmet üretebilmeleri için görevleri ile ilgili gerekli araç ve gereçlerin alınması; engelli personele engel durumunu artıracak görevlendirme yapılmaması,
Emeklilere de aile yardımı ve çocuk parası gibi sosyal yardım verilmesi gibi birçok talebi de toplu sözleşme masasına taşıyacağız.
Elbette taleplerimiz bunlarla sınırlı değil, hizmet kolları itibarı ile kamu görevlilerinin birikmiş sorunlarını çözecek önerilerimiz, hazırladığımız çalışmamızda mevcut.."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder