
“Türk lirası üçüncü çeyrekte yüzde 37 civarında değer kaybetmiş, böylelikle son bir yıldaki değer kaybı yüzde 80’i aşarak enflasyondaki yükselişin en önemli belirleyicisi olmuştur” bu ifade ile enflasyon tarafındaki yükselişin en önemli etkenlerinden birinin dövizdeki yükseliş olduğu vurgulandı.
‘Hükümet Zamları’
“Döviz kuru geçişkenliği az olan kalemlerde dahi yüksek artışlar yaşanmasına ek olarak elektrik ve doğalgazda gerek tüketici gerekse üreticilere yönelik ardışık ayarlamalar yapılmış ve enflasyon üzerinde enerji kaynaklı doğrudan ve dolaylı etkiler de izlenmiştir” bu ifade ile enflasyonun yükselmesine sebep olan etkenlerden birinin de hükümet tarafından gerçekleştirilen zamların olduğu ifade ediliyor.
‘Maliye Kanadındaki Sıkı Duruş’
“Ekonomideki yavaşlamanın enflasyon üzerinde hissedilir bir etki oluşturabilmesi için, enflasyon beklentilerinin çıpalanarak geriye dönük endeksleme mekanizmalarının zayıflatılması ve döviz kuru enflasyon sarmalının kırılması önem arz etmektedir. Bu amaçla, sıkı para politikası uygulamasının yanında güçlü bir politika eşgüdümüne ihtiyaç duyulduğu değerlendirilmektedir” bu ifade ile maliye kanadındaki sıkı duruşun devam etmesi gerektiği vurgulanıyor.

“Türkiye’nin finansal göstergeleri, jeopolitik gelişmeler, enflasyon görünümünün bozulması ve belirsizliklerin etkisiyle diğer gelişmekte olan ülkelerden olumsuz ayrışmıştır. Buna karşılık alınan tedbirler ve uygulanacak ekonomi politikalarına dair açıklamaların da etkisiyle Eylül ve Ekim aylarında finansal göstergelerde bir miktar iyileşme gözlenmiştir.' ifadesi ile göstergelerde hafif toparlanma olacağı ön görülüyor, ancak 'Kredilerin büyüme oranlarındaki gerileme 2018 yılının üçüncü çeyreğinde de devam etmiştir. Kredi Eğilim Anketi’ne göre bankaların 2018 yılının üçüncü çeyreğinde işletme kredilerine uyguladıkları standartlarını sıkılaştırdıkları; standartlardaki bu sıkılaşmanın yılın son çeyreğinde de sürmesini bekledikleri görülmektedir. Öte yandan, yılın üçüncü çeyreğinde, işletmelerin kredi talebindeki azalış devam etmekle birlikte, dördüncü çeyrekte söz konusu kredi talebinde sınırlı bir artış olacağı öngörülmektedir. Finansal koşullar endeksi, 2018 yılının üçüncü çeyreğinde sıkılaşmanın derinleştiğine işaret etmektedir. Ayrıca, kredi arzındaki daralma ve baz etkisi ile, net kredi kullanımının GSYİH’ye oranı düşmeye devam etmiştir. Söz konusu çeyrekte, endeksi oluşturan tüm finansal bileşenler, endekse sıkılaştırıcı yönde katkı vermeye devam etmiş, ancak önceki Rapor dönemine göre, kredi standartlarındaki sıkılaşma, Türk lirasındaki reel değer kaybı, kredi faiz oranlarındaki yükseliş ile getiri eğrisinin eğimindeki negatif yönlü artışın endeksteki sıkılaşmaya katkısı daha güçlü olmuştur” bu ifade ise zorlu sürecin süreceğini gösteriyor.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Murat Çetinkaya'nın sunumda, sıkı para politikası risk primini (CDS) düşürerek iktisadi faaliyeti destekler açıklaması ile göstergelerde normalleşme görülene dek yüksek oranlı faiz ve sıkı politikanın devam edeceğini ifade etti ve piyasalarda 2019'un ilk çeyreğine dek faiz indirimine ihtimal verilmiyor.
Enflasyon raporunda ÜFE ve TÜFE'deki riskler, bunun ile birlikte kredilerdeki sıkılaşma ve Türk Lirası’nın rekor kaybından sonraki düzeltmesine yer verildi. Enflasyonun gerek maliyet yani ÜFE üzerinden gerekse kur üzerindeki baskıdan dolayı yüksek seyrini koruyacağına dikkat çekilirken talep yani alımlardaki azalmanın ise devam edeceği belirtildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder