a. Kadınlar;
Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolonlar giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez.
b. Erkekler;
Elbiseler temiz, düzgün, ütülü ve sade; ayakkabılar kapalı, temiz ve boyalı giyilir. Sandalet veya atkılı ayakkabı giyilmez. Bina içinde ve görev mahallinde baş daima açık bulundurulur. Kulak ortasından aşağıda favori bırakılmaz. Saçlar, kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir, temiz bakımlı ve taranmış olur. Hergün sakal tıraşı olunur ve sakal bırakılmaz. Bıyık tabii olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez. Üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir. Kravat takılır, kravatı örtecek şekilde balıkçı yaka veya benzeri süveterler giyilmez. Hizmet gereğine uygun olarak verilmişse tek tip elbise giyilir.
Bina içinde gömleksiz, kravatsız ve çorapsız dolaşılmaz.
c. Ancak bazı hizmetler için özel iş kıyafetleri varsa görev sırasında kurum amirinin izni ile bu kıyafet kullanılır."
Mevzuata göre, erkekler açısından, kot giyilemeyeceğine dair bir sınırlama bulunmuyor.
Ancak kadınlara ilişkin bölümde "strech, kot ve benzeri pantolonlar giyilmez." deniyor.
Sonuçta kurumunuzun kendi mevzuatında farklı bir belirleme yapılmadıysa erkek memurların kot giyilmesini engelleyen bir mevzuat bulunmuyor. Mevzuat bulunmadığında da herhangi bir yaptırımla karşılaşmayacağınızı düşünüyoruz.
Kılık kıyafette teamüller, örf ve adetler konusuna gelince bu konuda idare mahkemesinin kararı: "ilgili hükümlerde giyimin nasıl olacağına yönelik genel hatların çizildiği ve yasaklanan hususların gösterildiği, bunun dışındaki noktalarda yine aynı yönetmeliklerde belirtilen temel ilkelere aykırılık olmadığı sürece ilgililerin serbest olacağı, bu haliyle davacının küpe veya yüzük takarak mesaiye gelmesine engel bulunmadığı, bu durumun örf ve adetlere aykırı olduğu yolundaki idare görüşünün ise, süregelen zamanla etkileşime giren, değişen, çağın koşullarına adapte olan örf ve adetlerin, bu değişkenlikleri ve ayrıca izafilikleri nedeniyle, unsurlarının somut olarak belirlenmesi gereken disiplin hukuku açısından ceza ihdas eden bir anlamda yorumlanamayacağı; davacının küpe takmasının mevcut örf ve adetlere ne şekilde aykırı olduğunun veya toplumun bütünü tarafından kabul görüp görmediğini de belirleyen bir dayanak noktasının bulunmadığı; davacının taktığı küpe ile siyasi, dini, etnik ve benzeri manada herhangi bir mesaj verdiğine dair soruşturma raporunda bir tespit yapılmadığı; dolayısıyla, temelinde suç olmayan bir konudaki uyarılara uymamasının üzerine atılı suçun unsurlarını da oluşturmayacağı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolundaki" Danıştay 12. Dairesince onanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder