
blockchain nedir?
Aslına bakarsanız her şeyin başı blockchain fikriyle başladı. 2009 yılında Satoshi Nakamoto ismiyle bir fikir, internet ortamında paylaşıldı. Hala kim olduğu tam olarak bilinmeyen bu kişinin ortaya sürdüğü fikir şu makalede ingilizce olarak yer alıyor.
Satoshi Nakamoto, çok kaba bir özetle, “Madem filmleri birbirimizin bilgisayarında saklıyoruz, neden kendi paramızı yaratıp banka kasalarında değil, birbirimizin bilgisayarında saklamayalım?” diye sordu. Bu soru önemli bir soruydu, devrim niteliğinde bir geleceğin ilk adımıydı.
Bu makalede bir algoritmadan bahseder ve güzelce açıklar. Daha sonra ilk bitcoin sürümü ortaya çıkar. Blockchain teknolojisine göre, sahip olduğumuz verilerin tek bir merkezde tutmaya gerek yoktu. Şifrelenmiş veriler, dünyadaki her bilgisayarda tutulabilirdi. Bu sayede güven sorunu ortadan kalkacaktı.
Bankalar gibi, noter dairesi gibi, devlet daireleri gibi ortamlarda hep 3. bir kişiye veya kuruma güvenmek zorundayız. Verilerimizi onlar onaylar, onlar saklar ve onların kararına uymamız gerekir. Karşı tarafın bu veriler üzerinde oynama yapmayacağının kesin bir garantisi yoktur.
Son zamanlarda adından çokça bahsettiren kripto paralar herkesi dikkatini çekmekte. Peki kripto para nedir? Neye yarar, nasıl işler ve neyi amaçlar? Bu yazımızda oldukça basit bir dille size anltamaya çalışacağız.
Hala bitcoin'in temel mantığı tam olarak bilinmemekte. Bu sebeple, ya yatırım yapılamıyor yada yapılan yatırımlar bilinçsizce oluyor. Bu konuda ciddi bir bilgi eksikliği mevcut.Blockchain sisteminde ise böyle bir durum söz konusu değildir. Veriler çözülmesi neredeyse imkansız olan şifrelerle, herkesin bilgisayarında saklanabilir. Burada kaydedilen belgeden ziyade o belgenin kilidini açan şifrelerdir ve o şifrelerde şifrelenmiştir. Biraz karışık olsa da çok daha güvenli olmasını sağlar.
Örneğin bir okulda sınav yapan öğretmen, öğrencilerin notlarını blockchain'de paylaşarak o verileri sonsuz bir ortamda paylaşmış olacaktır. Artık o veriler kimse tarafından değiştirilemez. Bu da öğretmenin kasasından daha güvenli bir ortamı bizlere sağlamış olacaktır.
Dünya genelinde milyonlarca birbirinden bağımsız internet ağı tarafından saklanan bu veriler, %51'lik kısmı tarafından değiştirilmezse aynen kalıyor. %51 ise tüm dünyadaki tüm bilgisayar ağlarının yarısından bir fazlası anlamına geliyor. Neredeyse bir araya gelmesi imkansız bir sayı.
Bir örnek daha verelim, bir evin odasında 10 kişi olarak duruyoruz. Herkes kendisine gelen verileri diğerleri ile paylaşsın ve diğerleri ise kendilerine gelen verileri yine başkasına sorarak doğrulasın. Bu mantıkla herkes her veriyi alacaktır. Bu 10 kişiden eğer 6'sı yalan söylerse blockchain sistemi çökertilebilir. Tabi 10 kişinin 6'sını ele geçirmek kolay ama tüm dünyada genelinde, tüm ağlarda ve bilgisayarlarda bu işi yapan birbirinden bağımsız milyonların hepsini ele geçirmek neredeyse imkansız.
Tabi şunu belirtmekte fayda var. Bu veriler herkese şifreli gidecektir ve bu şifre çözülmesi imkansız denebilecek bir şifredir. Bu yüzden veriler herkeste var ama şifresi herkeste yok. Sadece özel olarak anahtar sahibi olanlar bu verileri açabilir ve içeriğini öğrenebilir. İşin ilgin yanı kapıyı kilitleyen ve aynı kapıyı açan anahtarlar birbirinden farklı. Biriyle kilitleyip herkese yolluyorsunuz ama diğer bir anahtarla sadece sahibi olan açabiliyor bu kapıyı.
Blockchain'den Bitcoin'e geçmek gerekirse; biraz önce bahsettiğim 3.parti işlemlerin olmadığı düşünelim, yani bankalar, noter daireleri gibi yerlerin olmadığını düşünün. Ben bir başka kişiye 100 tl yolladığımda gizli bir şifre de oluşmuş oluyor. Bu benim şifrem oluyor ve sisteme yolluyorum. Artık bu işlem sisteme kaydedildi ve artık hep orada. Kimse silemez yada manipüle edemez.
Ev kiralarken kontratı atın blockchain'e ve böylece evi kiraladığın kayıtlara geçsin. İstediğin zaman al ve kullan. Amerika'da çok sayıda bu tür işlem yapılmakta artık.
Bu sistem o kadar güvenilir oldu ki tüm dünyada çok kısa sürede yayıldı. Verileri saklamak için tüm bilgisayarları, internet ağlarını kullanmak ve bu sayede güvenliğini sağlamak. Sanki internete düşen bir resminizin asla silinememesi gibi, bir yerden silseniz başka yerden karşınıza çıkabilir. Devletler yasaklasa bile başka devletlerden görülebilir.
Blockchain şirketinden Nicolas Cary'nin yaptığı açıklamaya göre bu Apple için büyük bir değişimin göstergesi. Sadece Apple için değil genel olarak bitcoin için de bir dönüm noktası. Dünyanın önde gelen teknoloji şirketi Bitcoin teknolojisine artık hazır. Uygulama ile iPhone'unuzda yeni bir cüzdan yaratıp kullanabilirsiniz ya da WEB üzerinden oluşturduğunuz mevcut cüzdanınıza bağlanabilirsiniz.
Uygulamayı ilk kez çalıştırdığınızda cihazınızı Blockchain.info ile eşleştirmenizi istiyor. Tüm işlemlerinizi telefonunuzda izleyebiliyorsunuz ve ödeme yapacağınız adresin karekodunu okutup bitcoin gönderebiliyorsunuz. Uygulamaya erişmek için belirlediğiniz 4 haneli bir pin kodunu girmeniz gerekli.
Analistler, blok zincirleri ile değerlerine değer katan kripto ekonomi hacminin 300 ila 400 milyar dolara yükseleceğini söylüyorlar. Üstelik bundan sadece 10 yıl sonrası için öngörüler bu yönde. Küresel ekonomi hakkında bilinen her şey yerle bir olurken bilinmesi gereken çok fazla şey var.
Blok zincirleri, aslında dijital defterlerdir:
Bu defterin her bir birimi bir "blok" niteliğindedir ve bu bloklar, oluşturuldukları sırayı hiç bozmadan dizilirler. Yani defterdeki her bir sayfa gibidirler. Bir sayfanın sırasını değiştirmek mümkün olmadığı gibi, ortak köke bağlı blok zinciri halkalarının yerini de değiştirmek mümkün değildir.
Bu sistemin bazı özellikleri ve girdileri ile çıktıları arasında önemli ilişkiler bulunuyor.
Blok zincirlerini müzik çalma listesi olarak düşünün:
Bu müzik listesindeki sırayı değiştiremiyorsunuz ancak yeni şarkılar ekleyebiliyorsunuz. Her bir şarkı zincire bir halka daha eklemek demek. Yani yeni gelen zincir halkasıyla blok zinciri o zamana kadar eklediğiniz bütün şarkıları içeriyor.
Eğer bir arkadaşınız bu listeye müzik eklemek isterse zincirdeki bir sonraki halkayı, yani bloğu ekleyebiliyor. Bu blok tüm katılımcılar tarafından onay alırsa, oynatma listenize yeni bir şarkı eklemiş oluyorsunuz. Eğer o arkadaşınız çalma listesinden bir şarkı silmeye karar verirse, blok zincirinin yeni sürümünde o şarkının silindiğine dair bir not bırakılıyor.
Standart para transferi sistemlerinden daha güvenliler:
Öncelikle birbirine güvenmeyen fakat aralarında maddi bir ilişkinin zorunlu olduğu iki insan ya da şirket düşünün. Para miktarı büyüyebilir ya da küçülebilir. Sonuç olarak, para aktarımını dijital ortamda yapmak, güven sorununu ortaya çıkartır.
Ancak Block Zincirleri, sahip oldukları yüksek güvenlik özellikleri ve şifreleme yöntemleri sayesinde mevcut yöntemlerle kırılamıyorlar. Bunun için kuantum bilgisayar sistemlerinin yaygınlaşması ve güvenlik önlemlerinin hiç geliştirilememesi gerekiyor. Ki bu durum da, böylesine yüksek ticaret hacmine sahip bir piyasa için zor bir ihtimal.
Blok Zincirleri, bankaların ve hukuk firmalarının yerini alabilir:
İnsanlık tarihi boyunca yatırım aktörlerinin boyutu sürekli değişti ama banka sistemleri ve hukuki yükümlülükler sabit kaldı.
Tamamen elektronik sözleşmeler ve somut bir şekilde elinizde tutamadığınız maddi varlıktan söz ediyoruz. Her insan bu sistemin inceliklerini öğrendiğinde kendi hukuk danışmanı, kendi finans uzmanı, kendi banka müdürü oluyor.
Örneğin A kişisi konut kirasını ödemek için otomatik ödeme talimatı verdiyse, B kişisinin dairesindeki kapı kodu sayesinde otomatik olarak 1000 TL’lik kira ücretini ödeyebiliyor. Her iki tarafın da, dolandırıcılık yapan veya hakkı olmayan arabuluculara ihtiyacı kalmıyor. Kişiden kişiye e-transfer gerçekleşiyor.
Dünya üzerindeki ilk blok zinciri Bitcoin, 2009 yılında kuruldu:
İlk çıktığı günlerde fiyatı 0.50 dolar kadardı, bugün ise 10.000 dolar barajına yaklaştı. Gerçek kimliği hakkında hala kimsenin bilgi sahibi olmadığı Satashi Nakamoto tarafından icat edildiği söyleniyor. Bu fikrin ardında ise 2007-2008 yıllarında yaşanan ekonomik kriz var. İnsanların bankalara alternatif olabilecek bir ekonomik sisteme ihtiyacı vardı.
Blok Zincirleri merkezi değildirler:
Zaten güvenli olmalarını sağlayan en büyük etmen de bu. Arkasındaki isimlerin net olmaması aklınızda şüphe uyandırabilir. Fakat alışılmışın dışında Merkez Bankası gibi tek bir noktadan yönetilen sistemleri unutun. Bu sistem, tüm dünyaya dağılmış durumda. Dolayısı ile saldırılar yalnızca bir bölgeyi etkilese de, dünyanın diğer bölgelerinde ticaret devam ettiği için toparlaması güç olmuyor.
Bir banka müşterisi olsanız ve ekonomik kriz dolayısı ile o banka kapansa, paranızı kurtarmanız güç olabilir. Blok zincirleri için bu geçerli değildir.
Blok zincirindeki her değişiklik şebeke tarafından onaylanmalıdır:
Blokları düzenlemek zor olmasının yanı sıra, ağda meydana gelen herhangi bir değişikliğin de onaylanması gerekir. Bu süreç birden fazla bilgisayardan gelecek onayla gerçekleşir ve bu da güvenlik açısından önemli bir avantajdır.
Blok zincirinin en büyük dezavantajı, hala oldukça yavaş olmasıdır:
Bir blok zincirin üzerine inşa edilen her uygulama, her değişiklik yapıldığında bu blok zincirin tüm geçmişinin tekrar işlenmesi anlamına geliyor. Yani günümüz bilgisayar teknolojisi bunun için oldukça yavaş kalmaya başladı.
Örneğin Bitcoin, ikinci en değerli kripto para olan Ethereum 13 işlem gerçekleştirirken yalnızca 8 işlem gerçekleştirebiliyor. Yasal olarak tanınan mevcut para transferlerinden sorumlu Visa ise saniyede 56.000 işlem gerçekleştiriyor, üstelik tamamen merkezi.
Bitcoin ve Ethereum gibi blok zincirleri yükselişe geçtiğinden mühendislerin sırtında dev bir yük var: Sistemi hızlandırmak ya da yavaşlığa adapte etmek.
Bir şeylerin düzenlenmesi gerektiği zaman “çatal” açılır:
Blok zinciri ikiye ayrıldığında iki farklı kripto para birimi oluşuyor ve bu işleme çatal açmak deniyor. Çatal aşmak, işlem sürelerini uzatsa da oldukça zor gerçekleştiriliyor. Örneğin Bitcoin’in içinden doğan Bitcoin Cash, artık bambaşka bir kripto para birimi oldu.
Çatal açma kararları o kripto birimi yöneten kişilerce verilen bir karar. Eğer işlem gücü düştüyse, çatal açma ihtiyacı kabul edilirse yapılıyor. Bu nedenle her geçen gün irili ufaklı onlarca dijital para birimimiz oluyor.
Örneğin, Bitcoin blok zinciri çok büyük bir topluluk. Sürekli çatal işlemi uygulandı ve ana zincir değerini yükseltmeye devam ediyor.
Ethereum yeni kurulumlar için daha popüler birim oldu:
Ethereum halka açık bir zincirdir. Bu da üzerinde işlem yapan herkese açık davranıldığı anlamına gelir. Ardındaki isimler Bitcoin gibi bilinmeyen kişiler değillerdir. 2013 yılında 19 yaşındaki Vitalik Buterin tarafından yaratılan birim, en değerli ikinci kripto para birimi olarak işlem görüyor ve 500 dolar barajına çok yakın.
IBM, Microsoft, Apple, Novartis ve farklı sektörlerden birçok devin Blok Zincirlerine katılması bekleniyor. Sistemler çalışmaya devam ettikçe, bu yeni ekonomik sistemin güvenilirliği de artmaya devam edecek.
Önümüzdeki yıl her insanın finansal okur yazarlık eğitimi alması ve kendilerini Blok Zincirleri üzerine geliştirmesi gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder